Şimdiye kadar bir cismin bir maddenin havada asılı tutulması gerçekleştirilmedi fakat bilim adamları, doğadaki en küçük parçacıkları yöneten ilkelerden oluşan kuantum mekaniğinin sır dolu güçlerini kullanarak, bunun nasıl başarılabileceğinin yolunu buldular. Amerika Harvard Üniversitesi uygulamalı fizikçi Federico Capasso ve ekibinin yaptığı bu çalışma, Dünyaca ünlü bilim dergisi Nature dergisinde yayımlandı.Küçük nanoteknolojik makineler yapılmasına sağlayabilecek olan bu yöntemde, moleküllerin belirli birleşimleri oluşturularak, birbirlerini itmeleri sağlandı. Bu yeni gücün keşfinin, moleküllerin havada tutulmasını sağlayabileceği, sürtünmenin sıfır olduğu küçük, yeni kuşak cihazların yapılmasını sağlayabileceği açıklandı.
Bu yeni güç, çok küçük cisimlerin birbirlerine yaklaştıklarında birbirlerini çekmeleri esasına dayanıyor. Bir Rus ekibi, moleküllerin doğru bileşimi elde edildiğinde bu gücün tersine dönebileceğini, yani cisimlerin birbirini itebileceğini öne sürmüştü. Amerikalı bilimcilerin yaptığı bu deney de Rusların bu varsayımını kanıtladı. Deney sırasında bir sıvı üzerindeki ince altın yüzey, metalik bir yüzey tarafından çekildi ancak an. Nesnelerin ve cisimlerin uçuran bilim adamları İnsan ışınlama yönünde çok ileri bir gelişme kaydetmiş oldular.
Meissner etkisi, manyetik alanların bir süperiletkenin içine girememesi demek (yani malzeme içinde manyetik alan sıfır). Bunu, süperiletkenlerin “mükemmel diyamanyet” olduğunu söyleyerek de belirtiyoruz. Üzerlerine uygulanan manyetik alana ters yönde bir alan geliştiren ve bu nedenle alanı azaltma eğilimde olan malzemelere diyamanyet deniyor. Su buna bir örnek. Fakat, su gibi olağan maddelerin bu özellikleri çok zayıf, dolayısıyla bu malzemeler manyetik alanı çok küçük bir oranda azaltabiliyor. Süperiletkenler bu anlamda çok güçlü diyamanyetler; alanı tamamen sıfırladıkları için de mükemmeller.
Genel kural olarak diyamanyetler mıknatıslar tarafından itilirler. Bunun nedenini şöyle açıklayabiliriz: Bir mıknatısın kuzey kutbunu (örneğin), bir diyamanyetik malzemeye yaklaştıralım. Malzeme ters yönde bir manyetik alan oluşturuyordu. Dolayısıyla, malzemenin mıknatısa yakın bölgesi de “kuzey kutbu” özelliğine sahip. Aynı kutuplar birbirini ittiği için de mıknatıs diyamanyeti iter. Mıknatısın güney kutbunu yaklaştırsaydık da yine itildiğini bulurduk. Dolayısıyla, itme özelliği kutupların cinsinden bağımsız. (Buna çok benzeyen, fakat tam tersi bir sonuca yol açan bir olay, bir mıknatıs demire yaklaştırıldığında görülür. Demir, manyetik alanla aynı yönde bir alan geliştirir. Demir ve mıknatısın en yakın bölgeleri zıt kutba sahip olduğu için de bunlar birbirlerini çeker.)
Yukarıda “yüzeyi ters çevirmek” ile ne kastettiğinizi anlayamadım, ama eğer yapılan mıknatısın kutuplarının çevrilmesiyse, bu mıknatısla süperiletken arasındaki itme kuvvetinin niteliğini değiştirmeyeceği için havada asılı kalma devam eder. Aynı deneyi, mıknatıs zeminde, süperiletken üstte olacak şekilde yapmak da mümkün. Hangisinin üstte olduğu önemli değil. Ama, doğal olarak, havada asılı kalanın ağırlığının yeteri kadar küçük olması gerekiyor. Ancak laboratuvarlarda bulunabilen çok güçlü mıknatıslar kullanarak olağan, zayıf diyamanyetik malzemeleri de havada asılı tutabilmek mümkün.
Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yazarken dikkat;
1) Öncelikle, kesinlikle küfür etmiyorsunuz.
2) Eğer önceki yorumlardan birine cevap veriyorsanız kime cevap verdiğinizi belirtiyorsunuz.
3) Web sitenizin reklamını yapmak için saçma sapan, konuyla alakası olmayan yorumlar atmıyorsunuz.
4) Yorumunuza gelen cevapları görmek için
E-posta yoluyla abone ol seçeneğine tıklıyorsunuz
5) Teşekkürler eline sağlık vb gibi yorumlar yayınlanmaz