Tür : Aksiyon, Casusluk, Gerilim,
Yönetmen : Doug Liman
Senaryo : Tony Gilroy , Robert Ludlum
Oyuncular : Matt Damon, Clive Owen, Julia Stiles, Adewale Akinnuoye Agbaje, Brian Cox, Markku Peltola , Kati Outinen , Juhani Niemela , Kaija Pakarinen, Sakari Kuosmanen
Yapımcı : Doug Liman, Patrick Crowley
Görüntü Yönetmeni : Oliver Wood
Müzik : John Powell
Süre : 1 saat 59 dk
Gösterim Tarihi : 20 Eylül 2002
Konusu : Bu haftanın nastalji sinamasında eşi benzeri olmayan türünün engüzel örneği olan geçmişi olmayan adam gelelim filmin konusuna Bir adam kendisine yeni bir hayat kurmak için Helsinki’ye gelir. Amacı yeni bir iş bulmaktır. Fakat ölesiye dayak yedikten sonra tüm hafızasını kaybeder. Soğukkanlılığını korumaya çalışarak, ayakta durmaya çalışır. Kendisine yardımcı olmak isteyen çok fazla gönüllü çıkmaz. İş ve işçi bulma kurumundan da herhangi bir sonuç çıkmayınca, Kurtuluş Ordusu’na yardımcı olmaya başlar. Ordunun bandosu yeni bir uğraşın kapısını aralayacaktır. Fakat hatırlayamadığı geçmişi, kendisine pusu kurmuş beklemektedir. Aki Kaurismäki’nin Finlandiya üçlemesinin ikinci ayağı olan yapım, 2002 yılının en başarılı filmlerinden biri oldu. Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü kazanmasının ardından gösterildiği tüm festivallerde olağanüstü bir heyecanla karşılandı.
Editör yorumu : Matt Damon Jason Bourne rolünü aldığında söylediği ilk kelime şu olmuş woww...Filmin yönetmeni Doug Liman'ın gözü Brad Pitt'te kalmış.Brad Pitt'in bu rolü kabul etmesini çok istemiş.Aslında böyle daha iyi oldu çünkü Brad Pitt eğer bu filmde oynasaydı Mr. and Mrs. Smith filminde oynayamayacak Angelina ile bu hallere gelemeyeceklerdi.Neyse konumuz bu değil.Denizden çıkan bir adam ve buy adamın hiç bir şey hatırlamaması ve ardında getirdiği soru işaretleri güzel bir başlangıç oldu.Kalçasının üsütnden çıkan bir bankanın hesap numarası ve soluğu Zürih'te almasıyla devam ediyor film.Zürih'e vardığında akşam ve kalacak bir yere ihiyacı var.Parka gidip geceyi orada geçirirken aniden polisler bunu uyandırır burada yatılmaz kimliğini göster falan der.Jason onlara karşılık verince adamlar anlamaz ve onlarla istemeden de olsa Almanca konuşmaya başlar.
Sonrasında polisin copla Jason'ı tehdit etmesi bardağı taşıran son damla olur.Adamlar bir uzakdoğu hareketi ile soluğu yerde alırlar.Sabahleyin olunca ilk işi bankaya gitmek olur.Bankada özel kasasında 11 pasaport yüklü miktarda para ve silah çıkar.Amerikan pasaportunun üzerinde Jason Bourne Fransız Pasaportunun üzerinde Michael Kane yazar.Bankada silahı bırakıp oradan ayrılır.Dışaryıa çıkınca telefon kulübesinin yanına gider oradan Paris'te Jason Bourne isimli şahısa ulaşmaya çalışırken bir anda kendisi telefona çıkar ama telesekreterdir.Buradan ayrılıp Paris'e gitmek üzereyken peşine polislerin takıldığını görünce hemen konsolosluktan içeri girer ve bir güzel orayı da dağıtır.Artış iş CIA merkezi Langley'e kadar uzar.Filme Koş Lola Koş filminden tanıdığımız Alman güzel Franka Potente Marie adında birisi olarak karşımıza çıkar.Jason'ın bu olayları aydınlatmak istemesi kim olduğunu öğrenmesi için birlikte bir yolculuğa çıkarlar ve mutlu bir son. Bir James Bond filmine göre daha kişisel psikolojik ajan filmi.Temposu hiç bitmeyen nadir filmlerden biri 9/10 puan veririm.
İzlemek için tıklayınız..
Yönetmen : Doug Liman
Senaryo : Tony Gilroy , Robert Ludlum
Oyuncular : Matt Damon, Clive Owen, Julia Stiles, Adewale Akinnuoye Agbaje, Brian Cox, Markku Peltola , Kati Outinen , Juhani Niemela , Kaija Pakarinen, Sakari Kuosmanen
Yapımcı : Doug Liman, Patrick Crowley
Görüntü Yönetmeni : Oliver Wood
Müzik : John Powell
Süre : 1 saat 59 dk
Gösterim Tarihi : 20 Eylül 2002
Konusu : Bu haftanın nastalji sinamasında eşi benzeri olmayan türünün engüzel örneği olan geçmişi olmayan adam gelelim filmin konusuna Bir adam kendisine yeni bir hayat kurmak için Helsinki’ye gelir. Amacı yeni bir iş bulmaktır. Fakat ölesiye dayak yedikten sonra tüm hafızasını kaybeder. Soğukkanlılığını korumaya çalışarak, ayakta durmaya çalışır. Kendisine yardımcı olmak isteyen çok fazla gönüllü çıkmaz. İş ve işçi bulma kurumundan da herhangi bir sonuç çıkmayınca, Kurtuluş Ordusu’na yardımcı olmaya başlar. Ordunun bandosu yeni bir uğraşın kapısını aralayacaktır. Fakat hatırlayamadığı geçmişi, kendisine pusu kurmuş beklemektedir. Aki Kaurismäki’nin Finlandiya üçlemesinin ikinci ayağı olan yapım, 2002 yılının en başarılı filmlerinden biri oldu. Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü kazanmasının ardından gösterildiği tüm festivallerde olağanüstü bir heyecanla karşılandı.
Editör yorumu : Matt Damon Jason Bourne rolünü aldığında söylediği ilk kelime şu olmuş woww...Filmin yönetmeni Doug Liman'ın gözü Brad Pitt'te kalmış.Brad Pitt'in bu rolü kabul etmesini çok istemiş.Aslında böyle daha iyi oldu çünkü Brad Pitt eğer bu filmde oynasaydı Mr. and Mrs. Smith filminde oynayamayacak Angelina ile bu hallere gelemeyeceklerdi.Neyse konumuz bu değil.Denizden çıkan bir adam ve buy adamın hiç bir şey hatırlamaması ve ardında getirdiği soru işaretleri güzel bir başlangıç oldu.Kalçasının üsütnden çıkan bir bankanın hesap numarası ve soluğu Zürih'te almasıyla devam ediyor film.Zürih'e vardığında akşam ve kalacak bir yere ihiyacı var.Parka gidip geceyi orada geçirirken aniden polisler bunu uyandırır burada yatılmaz kimliğini göster falan der.Jason onlara karşılık verince adamlar anlamaz ve onlarla istemeden de olsa Almanca konuşmaya başlar.
Sonrasında polisin copla Jason'ı tehdit etmesi bardağı taşıran son damla olur.Adamlar bir uzakdoğu hareketi ile soluğu yerde alırlar.Sabahleyin olunca ilk işi bankaya gitmek olur.Bankada özel kasasında 11 pasaport yüklü miktarda para ve silah çıkar.Amerikan pasaportunun üzerinde Jason Bourne Fransız Pasaportunun üzerinde Michael Kane yazar.Bankada silahı bırakıp oradan ayrılır.Dışaryıa çıkınca telefon kulübesinin yanına gider oradan Paris'te Jason Bourne isimli şahısa ulaşmaya çalışırken bir anda kendisi telefona çıkar ama telesekreterdir.Buradan ayrılıp Paris'e gitmek üzereyken peşine polislerin takıldığını görünce hemen konsolosluktan içeri girer ve bir güzel orayı da dağıtır.Artış iş CIA merkezi Langley'e kadar uzar.Filme Koş Lola Koş filminden tanıdığımız Alman güzel Franka Potente Marie adında birisi olarak karşımıza çıkar.Jason'ın bu olayları aydınlatmak istemesi kim olduğunu öğrenmesi için birlikte bir yolculuğa çıkarlar ve mutlu bir son. Bir James Bond filmine göre daha kişisel psikolojik ajan filmi.Temposu hiç bitmeyen nadir filmlerden biri 9/10 puan veririm.
İzlemek için tıklayınız..
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yazarken dikkat;
1) Öncelikle, kesinlikle küfür etmiyorsunuz.
2) Eğer önceki yorumlardan birine cevap veriyorsanız kime cevap verdiğinizi belirtiyorsunuz.
3) Web sitenizin reklamını yapmak için saçma sapan, konuyla alakası olmayan yorumlar atmıyorsunuz.
4) Yorumunuza gelen cevapları görmek için
E-posta yoluyla abone ol seçeneğine tıklıyorsunuz
5) Teşekkürler eline sağlık vb gibi yorumlar yayınlanmaz